Ahh ne varsa bende vaaaar, yaşama sevinci istediğin kadaaaar!!! Ahahah! Keyfim nasıl yerinde, ne kadar mesudum bilemezsiniz. Tam gaz devam ettiğim Dukan diyetimin bugün itibariyle 133. günü ve bendeniz 32 olan vücut kitle indeksimi ( Türkçe meali 1. derece obez), bugün itibariyle 26,1'e düşürmüş, toplamda 19.2 kg'lık bir yağ tabakasıyla da vedalaşmış bulunuyorum. Seyir dönemine haliyle devam!
Bu sırada ağzı açık ayran budalası gibi 'Aman Tanrım ne kadar çok zayıflamışsın!' şaşkınlık ifadesinin ardından, 'Peki ne yaptın?' sorusuna cevap vermekten de bitap düştüm. En fenası da 'Haaa hani hep et yenilen diyet değil miğğğyyy ama o çok sağlıksızmışş'cılara karşı sakinliğimi koruma mücadelesiydi diyebilirim.
Ammavelakin aslında başıma ne geldiğinin tam da farkında değilmişim. Zira bunca kilo kaybına rağmen ne alışverişe çıktım, ne de bir terzinin kapısını çaldım. Yakın bir zamanda bir iş görüşmesi için gardrobumda doğru düzgün bir şeyler bulmaya çalışırken, aklıma Temmuz başında bana dar gelen bir eteğim geldi. Onun benim kurtarıcım olmasını umuyordum. ( Ha bu arada merak edenler için not; evvet yine iş değiştiriyorum! Ha,ha!) Eteği üzerime geçirdiğimde yaşadığım şoku tahmin edemezsiniz. Daha sonrasında bu şokun saçmalığını farkına vardım.
Neredeyse 20 kg kaybettim, bütün giysilerim üzerimden dökülüyor ancak ben nedense kıyafet bedenimin de haliyle değiştiği gerçeğini gözardı etmişim. Bunun altında yatan psikolojik nedenler olduğu aşikar. Biz şişmanlar ne kadar zayıflarsak zayıflayalım, kendimize 'normal' ya da 'zayıf' demekte zorlanıyoruz. Kendimizi, kendi bilincimize 'şişko' diye kodlamışız da ondan. Velhasıl kelam bendeniz buna bir son verdim. Ben, kendim, Audrey size gönül rahatlığıyla diyebilirim ki hayatımda yeni bir çağ başlıyor.
Nasıl mı? Bunca yıldır 'O bana yakışmaz, bu bana göre değil. Ben onun içine giremem. Hiç de güzel durmaz. Zaten benim belim kalın.' diye diye giymeyi çok isteyip de, mağazalarda elimi uzatamadığım giysileri artık giyeceğim. Çünkü hayatımda ilk kez inanıyorum ki ben bu kiloları geri almayacağım ve daha da önemlisi sağlıklı kiloma kavuşana kadar diyetime devam edeceğim ve neredeyse 1 yıl sürecek koruma programımı da uygulayacağım.
Ancak hepsi bu kadarla da sınırlı değil. Bu meşakkatli diyetin altından kalkabilen her kadının yapabileceğine inandığım bir mevzu daha var; vücudunu tanımak. Vücudunuzu tanırsanız, 'O bana olmaz; belim kalım' cümlesini, 'Bu pantolonla, bu bluzu kombinlersem, belim ince görünür' şeklinde kurabilirsiniz. Bu yolda attığım adımları, öğrendiklerimi ve alışveriş maceralarımı da diyet günlüğümde sizlerle paylaşacağım. Ne kadar çok insanın aynaya baktığında kendisine gülümsemesine vesile olabilirsem, o kadar güzel!
Gelelim bugün benimle birlikte terzi dükkanına doğru yolculuğa çıkacak bir valiz dolusu kıyafet içinden sizler için seçtiğim bir kaç 'motivasyon aracı'na!
Ammavelakin aslında başıma ne geldiğinin tam da farkında değilmişim. Zira bunca kilo kaybına rağmen ne alışverişe çıktım, ne de bir terzinin kapısını çaldım. Yakın bir zamanda bir iş görüşmesi için gardrobumda doğru düzgün bir şeyler bulmaya çalışırken, aklıma Temmuz başında bana dar gelen bir eteğim geldi. Onun benim kurtarıcım olmasını umuyordum. ( Ha bu arada merak edenler için not; evvet yine iş değiştiriyorum! Ha,ha!) Eteği üzerime geçirdiğimde yaşadığım şoku tahmin edemezsiniz. Daha sonrasında bu şokun saçmalığını farkına vardım.
Neredeyse 20 kg kaybettim, bütün giysilerim üzerimden dökülüyor ancak ben nedense kıyafet bedenimin de haliyle değiştiği gerçeğini gözardı etmişim. Bunun altında yatan psikolojik nedenler olduğu aşikar. Biz şişmanlar ne kadar zayıflarsak zayıflayalım, kendimize 'normal' ya da 'zayıf' demekte zorlanıyoruz. Kendimizi, kendi bilincimize 'şişko' diye kodlamışız da ondan. Velhasıl kelam bendeniz buna bir son verdim. Ben, kendim, Audrey size gönül rahatlığıyla diyebilirim ki hayatımda yeni bir çağ başlıyor.
Nasıl mı? Bunca yıldır 'O bana yakışmaz, bu bana göre değil. Ben onun içine giremem. Hiç de güzel durmaz. Zaten benim belim kalın.' diye diye giymeyi çok isteyip de, mağazalarda elimi uzatamadığım giysileri artık giyeceğim. Çünkü hayatımda ilk kez inanıyorum ki ben bu kiloları geri almayacağım ve daha da önemlisi sağlıklı kiloma kavuşana kadar diyetime devam edeceğim ve neredeyse 1 yıl sürecek koruma programımı da uygulayacağım.
Ancak hepsi bu kadarla da sınırlı değil. Bu meşakkatli diyetin altından kalkabilen her kadının yapabileceğine inandığım bir mevzu daha var; vücudunu tanımak. Vücudunuzu tanırsanız, 'O bana olmaz; belim kalım' cümlesini, 'Bu pantolonla, bu bluzu kombinlersem, belim ince görünür' şeklinde kurabilirsiniz. Bu yolda attığım adımları, öğrendiklerimi ve alışveriş maceralarımı da diyet günlüğümde sizlerle paylaşacağım. Ne kadar çok insanın aynaya baktığında kendisine gülümsemesine vesile olabilirsem, o kadar güzel!
Gelelim bugün benimle birlikte terzi dükkanına doğru yolculuğa çıkacak bir valiz dolusu kıyafet içinden sizler için seçtiğim bir kaç 'motivasyon aracı'na!